6306 sayılı Yasa ise uygulama açısından önümüze çok ciddi bir kat karşılığı inşaat sözleşmeleri sorunu doğurmuştur. Yasanın uygulamasının çok yeni olması ve mahkemeler ve Yargıtay nezdinde henüz bir içtihadın oluşmamış olması nedeniyle bu konuda sorunlar yaşanabilmektedir. Hak sahibi riskli yapı tespitinin öncesinde veya sonrasında bir firma ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığı halde uygulama esas kat malikleri toplantısında başka bir firmanın arsa paylarının 2/3 çoğunluğu ile imzalanan ve toplantıda kabul edilen kat karşılığı inşaat sözleşmesinin kabulü halinde bu kat maliki ve hak sahibinin hukuki durumunun ne olacağıdır. Kat karşılığı inşaat sözleşmeleri karma akitler olup anlaşma ile tarafların sona erdirmeleri haricinde tek taraflı fesh edilememekte, mahkemeye başvurarak haklı gerekçe var ise dava yoluyla sona erdirilebilmektedir.
Kat karşılığı inşaat sözleşmeleri, müteahhitin projeyi zamanında yapması teslim etmesi, arsa sahibinin proje tamamlandıktan sonra gerekli tapuları teslim etmesine dayanan iki tarafında birbirine borçlu olduğu sözleşmedir. Kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin şekil şartı noter tarafından düzenlenmek zorunda olmasıdır. Resmi şekil şartına tabi olması ve gayrimenkul devri huşuları içermesi nedeniyle kat karşılığı inşaat sözleşmeleri tek taraflı olarak fesh edilemezler sözleşmeyi tek taraflı fesh etmek isteyen tarafın mahkemeye başvurarak feshin mahkeme kanalı ile yapılmasını sağlaması zorunludur.
6306 sayılı Yasa ise uygulama açısından önümüze çok ciddi bir kat karşılığı inşaat sözleşmeleri sorunu doğurmuştur. Yasanın uygulamasının çok yeni olması ve mahkemeler ve Yargıtay nezdinde henüz bir içtihadın oluşmamış olması nedeniyle bu konuda sorunlar yaşanabilmektedir. Hak sahibi riskli yapı tespitinin öncesinde veya sonrasında bir firma ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığı halde uygulama esas kat malikleri toplantısında başka bir firmanın arsa paylarının 2/3 çoğunluğu ile imzalanan ve toplantıda kabul edilen kat karşılığı inşaat sözleşmesinin kabulü halinde bu kat maliki ve hak sahibinin hukuki durumunun ne olacağıdır. Kat karşılığı inşaat sözleşmeleri karma akitler olup anlaşma ile tarafların sona erdirmeleri haricinde tek taraflı fesh edilememekte, mahkemeye başvurarak haklı gerekçe var ise dava yoluyla sona erdirilebilmektedir.
0 Comments
Yer kabuğundan çıkarıldıktan sonra doğrudan veya işlenerek çeşitli amaçlarla yapılarda kullanılan taşlara doğal taşlar nedir. Doğada bulunan kayaçların hemen hemen tümü bu tanıma göre doğal taş kapsamına girmektedir. Burada önemli olan malzemenin doğa tarafından oluşturulmasıdır. Doğal taşlar eski çağlardan bu yana gerek yapı sektöründe gerekse sanatta kullanılan en önemli malzeme olmuştur. Tarih boyunca iç ve dış mekan mimarisi, inşaat, kaplama, döşeme, süslemede kullanılan doğal taşlar, atmosfer şartlarına dayanıklılığı, işlenebilirliliği ve geniş kullanım olanaklarıyla günümüz modern yapı sektörü için de önem taşımaktadır. Bu önem son yıllarda dünya çapında ve özellikle Türkiye’de doğal taş sanayi ve ticaretinin yükselişine paralel olarak artmaktadır.
Mermer olarak kullanılabilecek nitelikteki kalker, dolomitik kalkerler ve kalkbreşler ise, genellikle Alp Kuşağında, bu kuşağın çevresindeki Mesozoik ve Tersiyer oluşumları içerisinde yer alır. Kalker ve dolomitik kalkerlerin bulunduğu yerler çok değişik jeolojik yapı gösterir. Dünya üzerindeki mermer olarak kullanılabilecek önemli kalker oluşumlarının ayrıntılı durumları ve korelasyonları hakkında ayrıntılı araştırmalar yapılmamıştır. Ancak, genel olarak makro düzeyde bilgi verebilmek açısından jeolojik yapısına göre kısmen tahmini olarak değinilmektedir. Dünya’da en çok mermer tüketen ülke ABD’dir. Bunun yanında İngiltere, Orta Avrupa ve bazı Orta Doğu ülkeleri de fert başına mermer tüketimi fazla olan ülkeler arasındadır. Dünya’da üretilen mermerlerin hemen hemen tamamına yakın bir kısmı tüketilmekte olup, önemli bir stok yapılmamaktadır. Dünya mermer tüketiminin sürekli bir artış içinde olması beklenmektedir. Ancak, fiyatlar yüksek olduğu taktirde mermerin seramik, ahşap, polyester, metal ve suni mermer ile ikamesi de söz konusudur. MERMER ÇEŞİTLERİ Işık geçirmeyen mermerler; (Marmara adası “beyaz-gri”), Gebze (elma çiçeği), Afyon (şeker, sarı, kaplan postu), Bilecik (pembe), Ankara (bej ya da damarlı), Hereke (Hereke pudingi), Kırşehir (zeytin yaprağı, sedef), Kütahya (Antep fıstığı rengi), Geyve (maun), Kayseri (siyah), İzmir (beyaz). Damarlı ve ışık geçirgen oniksler (akik ve albatr cinsi); Seben-Bolu (beyaz, yeşil fonlu), Söğüt-Bilecik (yeşil, sarı, çaltıtaşı), Yunus Emre-Eskişehir (kahverengi), Turhal (yeşil, sarı), Tokat (yeşil), Salanda-Nevşehir (yeşil). Kalsiyum karbonatlı suların bıraktığı, yapıları delikli çökeltilerden oluşan pamuktaşları; Afyon (sarı), Denizli (sarı), Kütahya (açık kahverengi), Maliköy (beyaz), Pamukkale (beyaz). Çok sert taşlardan oluşan diyabazlar; Gemlik (yeşil). Alçılar genel olarak yapılarına göre dört gruba ayrılabilir.
Adi Alçı Alçı taşının öğütüldükten sonra, bünyesindeki suyun ¾’ünü kaybedinceye kadar 120-160C arasında pişirilmesiyle elde edilir. Adi alçılar, dış atmosfer etkisine dayanım göstermezler. Adi alçı yapıda, iç sıvada, içine lifli malzeme katılarak kartonpiyer işlerinde, bölme alçıpan ve kum katılarak pano elaman olarak da kullanılabilir. Katkılı Adi Alçı Adi alçının işleme süresini uzatmak için içerisine, şekerli su, sönmemiş kireç, sıcak su, sodyum nitrat vb. katkılar ilave edilerek eldi edilen alçıdır. Sıva işlerinde kullanılır. Eğer pişirme süresi artırılırsa sertleşme süresi uzar. Susuz Alçı Alçı taşının, öğütüldükten sonra bünyesindeki iki molekül suyu tamamen kaybedinceye kadar pişirilmesiyle elde edilir. Tabii ve suni anhidritin öğütülmesiyle elde edilir. Genellikle pişirilmesiyle sıcaklığı 800-900C arasındadır. Bu alçı, çeşitli dış tesirlere karşı oldukça dayanıklıdır. Aynı zamanda aşınma ve basınç dayanımı oldukça yüksektir. Yer döşemesinde, yapı elemanları üretiminde tek başlarına kullanıldığı gibi bir başka bağlayıcı ile beraber kullanılabilir. Sertleşmesini oldukça 6-20 saat arasında tamamlar. Katkılı Susuz Alçı Susuz alçının işleme özelliğini daha iyi hale getirme için içerisine, priz süresini hızlandırıcı katkı maddesi katılarak kullanılır. Diğer özellikleri susuz alçı gibidir. KAYNAK: https://www.gninsaat.com.tr/alci-cesitleri-nelerdir İnşaat projeleri için inşaatın bir bölümünü, iş’i taahhüt eden ana yükleniciden veya iş’i emaneten yaptıran yapı sahibinden üstlenen inşaatçı kişi veya firmaya sermaye ve donatımı az ise taşeron, daha kapsamlı iş yapacak kapasitede ise alt yüklenici denir.
Genelde sadece işçilik iş’i üstlenenlere de taşeron denir. Bunların çoğunlukla teknik kadrosu yoktur. Yüklenicinin, alt yüklenicinin ve taşeron seçimi zor ve riskli bir işlemdir. Seçilecek kişi veya Firma kontrole ve işverene karşı sorumlu olmamasına karşın, yaptığı eksik-aksak işler, kullandığı malzeme, ekipman ve yapı bünyesine girecek cihazlarla ana yükleniciyi sorumlu duruma sokar. İşi gerekli süratle yapamaması durumunda da sorun aynıdır. Alt yüklenici ve Taşeron seçiminde öncelikle dikkat edilecek huşular şunlardır:
Önemli bir neden yok ise değerli malzeme, ekipman, cihaz ve makinelerin sağlanması yükleniciye ait olmalıdır. Bu tutum hem riskleri azaltır hem de ekonomi sağlar. Aksi halde, ikinci yüklenici veya taşerona verilecek avansın yeterince arttırılması gerekir ki, bu da riskli bir durum oluşturur. Alt yüklenici ve Taşeronların inşaat işlerindeki rolü çok önemlidir. Başarıda büyük katkıları olur. Ancak aşırı iyimser, hesap bilmez, art niyetli, deneyimsiz olan inşaatı perişan ederler. Buna rağmen iş ortasında bunların değiştirilmesi zor olur. Bu konuda Yükleniciye düşen önleyici görevler, taşeron ve ikinci yüklenicileri teklif aşamasından itibaren her yönleri ile yakından izlemeleri, kontrol etmeleri, gerektiğinde desteklemeleri şeklinde özetlenebilir. Bir başka önemli konu da alt yüklenici ve taşeronların işçi sosyal gereksinmelerini yeterince sağlaması ve ücretlerini zamanında ödemesi hususlarıdır. Alt yüklenici ve taşeronların bu vecibelerini aksatmadan yerine getirmeleri için sözleşmelerinde hükümler bulunmalı ve uygulanması kontrol edilmelidir. Risk, beklenmeyen olumsuzlukların oluşturduğu zarara uğrama tehlikesidir. İnşaat sektöründe de birçok risk unsuru vardır. Bu sebeple inşaat risk analizinin doğru bir şekilde yapılması gereklidir. İnşaat sektöründe de çalışanların risk etkenlerini yeterince irdelemeler kendi yararlarına olacaktır.
İnşaat işlerindeki; zarar oluşturma tehlikelerinin araştırılmasına, olası tehlikenin nicelik ve nitelik olarak değerlendirilmesine ve kritik olanların ortaya çıkarılmasına inşaat risk analizi diyebiliriz. Analiz edilmiş inşaat risklerinin yöntemi üç kategoride gerçekleştirilir;
Risk tehlikelerinin ve maliyetinin azaltılması için, inşaatın bilinen maliyet hesaplarının yanı sıra risk taraması yapılması, risk önemlerinin alınması ve maliyetlerinin belirlenmesi gerekir. Bu çalışmalar sonunda; risk faktörü dikkate alınmış maliyetlerin bulunması, riskler için önemlerin planlanması, risklere karşı önlemlerin uygulanması ve takibi sağlanabilir. KAYNAK: https://www.gninsaat.com.tr/insaat-risk-analizi İnşaat yapımında ihtiyaç programı inşa edilecek yapının genel olarak önceden ihtiyaçlarının kağıt veya program üzerinde belirlenmesidir. Bu şekilde maliyet, durumu, evin nasıl olacağı hakkında genel bir tespit yapılmış olur. İnşaat işi, bina olsun, alt yapı olsun, büyüdükçe ihtiyaç programı konusu önem kazanır. Öncelikle hesaplanması gereken şeyler; Ne için? Neyin? Nasıl? Kaça? yapılacağıdır.
Yapı büyüdükçe gereksinimler ilgili etkenler ve veriler çoğalır. Bunlar ne kadar gerçekçi ve doğru belirlenirse plan düzgün işlemiş olur. Bu sayede gereksinim-maliyet dengesi düzgün kurulur ve inşaat bitiminde net bir eşitlik yakalanmasa da şaşırtıcı şeyler ortaya çıkmaz. Bu program içinde inşaat sürecinde yer alan bütün operasyonlar belirtilmelidir. İhtiyaç programı yapılmasında o yapının işlevlerini bilen deneyimli uzmanların, mimarların rol alması ve gereksinimlerin açık ve net bilgilerle tanımlanması gerekir. Altyapı, işlerinde ihtiyaç programı yapı sahibi adına yetkili bir teknik elemanla, deneyimli bir projeci mühendis tarafından yapılmalıdır. İnsanlar göçebe hayatını bırakıp yerleşik hayata geçtikten sonra inşaatlar yaparak orada hayatlarını sürdürmeye başlamışlardır. Geçmişte yapı inşaat olarak kendini kanıtlamış birçok eserle tanıştık. Örneğin, Osmanlı’nın “Camileri”, Hindistan’ın “Tac Mahal’i” Çin’in “Çin Seddi” vb. Bu eserler ne kadar eski zamanda olsa da bu sektöre ekonomik ve teknik olarak ne kadar önem verildiğini göstermektedir.
İlerleyen çağlar içinde insanlar, devletler, yaşayış şekilleri, gereksinimler, kavramlar değişmiş ve yapılar çeşitlenmiş, büyümüştür. Kısaca, karada veya suda yapılan tüm bina, yol, köprü, baraj, kanalizasyon vb. tesislerin yapım çalışmalarına İNŞAAT denir. İnşaat işleri, bina inşaatı, altyapı inşaatı olmak üzere ikiye ayrılır. İnşaat sektörü, insan yaşamını tümüyle etkileyen ve ilgilendiren bir sektördür. Bu sektörün yaptığı konutlarda oturur, okullarda okur, iş yerlerinde çalışır, yol vb. alt yapı tesislerinden yararlanarak yaşarız. En önemli şey olan İnsan unsurunu yakından ilgilendiren inşaat sektörü, hatalar ve başarısızlıklar yapıldığı durumlarda çok kötü sonuçlarla karşılaşılır. Bu yapılan yanlışların deprem, sel baskını, heyelan, yangın vb. afetlerde meydana gelen kayıplardan sonra ne kadar önemli olduğu anlaşılır. İnşaat sürecindeki her kişinin planlı ve işinin hakkını vererek yapması, topluma daha düzgün, çağdaş ve sağlam yapılarda yaşama imkanı sunar. Genel olarak İnşaat sektörünün sorunlarının ana nedenleri
Değişen dünya ve düzende, yeniliklerde hızlı bir şekilde hayatımıza giriyor. İnsanların yaratıcılık gücü her konuda yeni fikirler, yorumlar, buluşlar getiriyor. İnsanların ihtiyaçlarını anlayarak hayatlarını daha kolaylaştırmak adına yapılan yenilikler kısa sürede tutuluyor ve benimsenir. Bu değişim sürecini yapı sektöründe de görebilmekteyiz. Çağdaş yapılar, günün yeniliklerine ve ihtiyaçlarını yakalayabilen yapılardır.
Yapı sektöründe yaşanan değişikliklerin nedenlerini; gereksinimlerin büyümesi, teknolojinin gelişmesi, ekonomik olanakların artması, sanayi sektörünün gelişmesi ve yaşam şeklinin değişmesi olarak sıralayabiliriz. Günümüzde teknolojinin çok hızlı geliştiğini düşünürsek ilerleyen yıllarda modern yapı sektöründe başka yeniliklerin yaşanacağı kesindir. Yapı sektöründe geçen yüzyılda yaşanan önemli yenilikleri hatırlayalım;
Kentsel dönüşüm uygulaması yapılan yerlere Dönüşüm Projeleri Özel hesabından kira yardımı sağlanmaktadır. Uygulama alanı dışındaki riskli yapılarda kentsel dönüşüm kira yardımı talebinin Müdürlükçe uygun görülmesi ve onaylamak üzere Bakanlığa gönderilmesi üzerine, doğrudan riskli yapı maliklerinin hesap numaralarına yapılır. Uygulama alanında kira yardımı talebinin uygulamayı yapan İdare veya TOKİ’ce uygun görülmesi ve onaylamak üzere Bakanlığa göndermesi üzerine, ilgililerine ödenmek üzere idare veya TOKİ’nin hesabına geçirilir. Dönüşüm projeleri Özel Hesabından ayrı kişiye hem kira yardımı ve hem de faiz desteği yapılamaz. Kira yardımından faydalananlar faiz desteğinden, faiz desteğinden faydalananlar ise kira yardımından faydalanamaz.
Yapılacak tespitler için, özel hesaptan tespit kredisi verilebilmektedir. Bu kredi hak sahibine sağlandıktan sonra üç ay içerisinde tespitin yaptırılması ve Bakanlığa gönderilmesi zorunludur. Riskli alanda yer alan veya riskli olduğu tespit edilen yapılar için, Bakanlıkça özel hesaptan yıkım kredisi verilebilir. Kredi tutarının hak sahibinin hesabına aktarıldığı tarihten itibaren alt ay içerisinde yıkım işleminin yaptırılarak enkazının kaldırılması ve Bakanlığa bilgi verilmesi zorunludur. Her iki durum içinde Aksi bir durum olduğu takdirde 6183 sayılı Kanunun 51. maddesinin 1.fıkrasında yer alan gecikme zammı uygulanır ve kredinin tamamı hemen ödenmesi gerekir.
Özel hesaptan kredi kullanmak istenildiği durumlarda, bulundukları yerdeki Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerine başvurulur. İl Müdürlüklerince incelenen kredi başvurularında uygun görülenler onaylanmak üzere Bakanlığa gönderilir. Verilecek kredinin miktarı, her yıl Bakanlık tarafından yayımlanan Mimarlık ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında Kullanılacak Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğ uyarınca belirlenecek yapı yaklaşık maliyetinin %1’ini Tebliğde öngörülmeyen yapı sınıfları için ise yapı keşif bedelinin %1’ini geçemez. Açılan kredi peşin olarak Özel Hesaptan hak sahibinin hesabına aktarılır. Kredinin geri ödeme süresi 24 aydır. Geri ödemeler kredinin verildiği tarihi takip eden ayla başlar. Binanın yıkımından sonra, uygulamaya başlamak amacıyla mal sahiplerine tebligat yapılarak, üçte iki çoğunluk sağlanarak anlaşması istenir. Anlaşma sağlanamadığı durumlarda, gerçek yada özel tüzel kişilerin mülkiyetindeki taşınmazlar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ yada idare tarafından acele kamulaştırma yoluna da gidilebilir.
Yapılacak olan bu kamulaştırmalar, iskan projelerinin gerçekleştirilmesi amaçlı kamulaştırma sayılır ve ilk taksit ödemesi belirlenen tutarın beşte bir oranında yapılır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ yada idare; kamulaştırma işlemlerinin daha hızlı yürütülmesi için vesaret ilamı çıkarmaya, kayım tayin etmeye yada tapuda kayıtlı bulunan son malik adına işlem yapmaya yetkilidir. Tapuda kayıtlı olan taşınmaz malikinin ölmüş olması halinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ yada idare kamulaştırma için vesaret ilamı çıkartmaya yetkili olduğu gibi tapu sicilinde idari müracaat yada dava yolu ile kayıt düzeltme yoluna da gidilebilir. Kamulaştırma konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ yada idare ile ilgililer arasında kamulaştırma konusunda uzlaşma sağlanması halinde uzlaşma tutanağı düzenlenerek ilgili tapu müdürlüğüne gönderilir ve kamulaştırmanın tapu kütüğüne işlenmesi sağlanır. Ayrıca bu uzlaşma tutanağının taşınmazın tescil yada terkinine ilişkin muvafakati de içermesi şarttır. Bu göreve üstlenen lisanslı kuruluşların, ilgili yönetmelikler gereğince binanın yapısının sağlam olup olmadığı yönünde detaylı teknik film çekimi yapmaları gerekmektedir. Kolon ve kirişlerin sağlam olup olmadığı yönünde alınan karotların o binadan alınıp alınmadığı belgelemesi açısından damgalanması suretiyle belli bir basınç altında kırılması suretiyle denetlenmesi gerektiği belirtiliyor.
Kuruluşları, tüm riskli yapı tespit raporu ölçümlemesini bağımsız bir şekilde gelerek işlem yapmaktadır. Yani, bu kuruluşları film çekimleri veya karot alımları sırasında onları kontrol edecek hiçbir denetim mekanizması bulunmamaktadır. Yönetmeliğin 6.maddesi 3.fıkrasına göre riskli yapı tespitini gerçeğe aykırı yapan firmaların lisansları bakanlıkça iptal edilecektir. Buna göre;
KAYNAK: https://www.gninsaat.com.tr/riskli-yapi-denetimi-yapan-kurumlar Kentsel dönüşümde 2/3 çoğunluk kuralı, 6306 sayılı yasa ile devreye girmiştir. Kat mülkiyetli bir binada bağımsız bölüm sahibi olanlar veya bir taşınmazda paydaş olanlar; binalarının riskli olması nedeniyle yıkılması gerekli olduğu zaman, yerine yeni yapılacak yapının veya arsanın boş olarak bırakılması ya da müteahhide verilmesi hallerinde paydaşların ya da bağımsız bölüm maliklerinin 2/3’nün onay vermesi halinde, taşınmazın tamamı üzerinde tasarrufta bulunmasına olanak vermektedir.
Riski yapı tespiti yapılan ya da riskli alanda bulunan bir yapının yıkılmasında taşınmazdaki paydaşların anlaşıp anlaşamamalarının bir önemi yoktur. Yani riskli alanda bulunan ya da riskli alanda olmayıp güvenli bir yapı olduğu halde konum olarak yıktırılması konusunda karar verilen yapıların yıktırılmasında, paydaşların oybirliği sağlansa bile söz hakkı yoktur. Karar verilen yapıların yıktırılması zorunludur. Kentsel dönüşüm 2/3 çoğunluğu ile bina yıkıldıktan sonra yerine yapılacak yapının belirlenmesi ya da yıkımında sonra ilgili kararın alınması aşamasında devreye girmektedir. Yıkılan yapının ardından arsa haline gelen taşınmazın durumunu belirleme aşamasında bir araya gelen taşınmaz malikleri arsayı nasıl kullanmak istediklerine karar verirler. Kat malikleri; isterlerse arsayı kendileri yaptırabilir, kat karşılığı müteahhide verilebilir, tamamını arsa olarak bırakılabilir ya da arsanın satımına karar verebilirler. Taşınmazların hepsi ortak bir karar verirse bir sorun yaşanmaz ve oy birliği ile karar verilen yöntem arsaya uygulanır. 2/3 kuralının devreye girdiği nokta paydaşların anlaşamamasıdır. Eğer arsaya yapılacak işleme karar verilemiyorsa 2/3’lük kısmın aldığı karar 1/3’lük paydaş grubunun uygulaması da yasal olarak zorunludur. Ancak bahsedilen bu kentsel dönüşüm 2/3 çoğunluk; paydaş sayısı mı yoksa paydaşların sahip olduğu hisse oranı mıdır? Bu sistemde 2/3 çoğunluktan hisse oranı kastedilmekte ve hisse payı olarak 2/3 çoğunluğu sağlayan malikler kararı verebilmektedir. Yapılarda yük taşıyan esas duvarlar ile yük taşımayan bölme veya panel duvarları tuğla ile örülür. Yapılan duvar kalınlığına, kullanılan tuğla ve harcın cinsine göre isim alır.
Tuğlalar, kil veya killi kütlelerin doğrudan veya bunlara kum gibi uygun maddelerin karıştırılıp su ile hamur haline getirilmesi, kalıplarda şekillendirilmesi ve pişirilmesi ile elde edilir. Esası kildir fakat içerisinde kum, kireç, alçı, demir bileşikleri, organik maddeler bulunur. Diğer maddelerle karışmış olan kil taneleri yüksek ısı derecesinde kaynaşır ve taşlaşmış kütle olur. El kalıplarında şekillendirilen ve tuğla ocaklarında pişirilen dolu tuğlaya harman tuğlası adı verilir. 40-60 Kg/cm2 yük taşıyabilir. Yığma binalarda taşıyıcı duvarlarda kullanılır. Makinelerde kalıplanıp fabrikada pişirilen dolu tuğlaya pres tuğla denir. 1m2 duvarda 83 adet, 1m3 duvarda 910 adet kullanılır. TUĞLA DİZİLERİ Düz Dizi : Tuğla boyları duvar yönünde sıralanarak düzenlenir. Kilitli Dizi : Tuğla enleri duvar yönüne gelecek şekilde tuğlaların yan yana sıralanmaları ile düzenlenir. Kılıç Dizi : Tuğlaların 5 cm lik yüzlere zemine gelecek şekilde, yan yana veya uç uca sıralamaları ile düzenlenir. Blok Dizi : Tuğla delikleri duvar içinde kalacak şekilde ve duvar yönünde olmak kaydı ile dizilir. GN İNŞAAT Kentsel dönüşüm de değerlendirme, proje ve ön hazırlık sürecine önem göstermektedir. Yapılan kapsamlı değerlendirmeler sonucu uygun bulunan bina/arsalar tüm maliyet GN İNSAAT'a ait olacak şekilde anahtar teslimi teklif sunulmaktadır. Maliyet açısından uygun olmayan projelere ise bina/arsa sahiplerinin pay oranlarına göre katılımlarının istenildiği şekilde teklif sunmaktadır.
Projelerin tasarım hesaplarında, ülkemizde yürürlükte olan Türk Standartları ve 2007 Türk Deprem Yönetmeliği'ne göre statik hesapları oluşturulmuş olup deprem açısından güvenli bir yapı sistemi seçilecektir. Zemin hakkındaki gerekli etütlerin yapılması ve bilgi edinilmesinden sonra yapının projesi hazırlanır. Hazırlanan projenin uygulanabilmesi için inşaat sahasının kenarlarının arsa üzerinde belirtilmesi gereklidir. Bu işleme, yani planın zemine tatbik edilmesine aplikasyon denir. Aplikasyon işlemi için röper denilen sabit ve belirli noktalardan faydalanılır. Röper noktaları o yerin kadastro planında belirlenmiştir. Eğer röper noktası bulunmuyorsa çeşitli kontrollü bina, çeşme, yol ve benzeri yerlere göre, varsa varsa röper noktasına göre inşaat sahasının bir kenarı belirlenir. Bu kenara göre diğer köşe ve noktalar bulunur. Bu noktalar kazıklar çakılarak belirlenir. Sonra nivo gibi yatay tablalı taksimatlı ölçme aletleri kullanılarak, sahanın açılı kenarlarının doğrultuları bulunur. Dik açılı kenarların tespitinde aynalı gönyeler kullanılır. Noktaların belirlenmesi çivili kazıklarla yapılır. Tesviye esnasında bu noktaların kaybolması ihtimaline karşı emniyet kazıkları çakılır. Düz arsalarda kolay olan ölçme işlemi, meyilli arsalarda kısa aralıklarla yatay olarak yapılır. Bu iş için latalar, kabarcıklı düzeçler ve şakül kullanılır.
Düzeçle lataların yataylığı, şakül ile lataların başlama noktaları bulunur. Ayrıca mira, şerit metre, jalon ve ip kullanılır. İnşaat sahası her zaman düz olmayabilir. Projenin zemine uygulanabilmesi için önce zemin düzeltilmelidir. Bu işlemlerden sonra plan ölçülerinin araziye uygulanabilmesi için ip iskelesi metodu kullanılır. Decosür Tane Dokulu Sıva Tanımı: Özellikle Hazır Isı Yalıtım Harcı Mantosür üzerine ya da benzeri ısı yalıtım sistemleri üzerinde, ince sıva, düzgün yapılmış kaba sıva, beton, gazbeton veya kendini taşıyabilen akrilik esaslı eski boyaların üzerine yüzey yenilemek amacıyla güvenle uygulanabilen özel olarak geliştirilmiş polimer katkılı, çimento esaslı, uygulama sonrası yüzeyde doğal bir doku oluşturan, son kat iç ve dış yüzey kaplamasıdır. Özellikleri: Decosür uygulandığı yüzeylere tam uyum ve yüksek aderans, dış tabiat şartlarına karşı dayanıklılık ve yüksek buhar geçirgenliği göstermekle birlikte; uygulamalar esnasında oluşan yüzey hatalarını gidermeye yardımcı doğal ve dekoratif bir görüntü sunar. Uygulama: Decosür kurumasını tam olarak gerçekleştirmiş, yağ, kir ve tozdan arındırılmış temiz yüzeylere uygulanabilir. Decosür içerisine ilave edilecek temiz ve soğuk su miktarı hava şartlarına göre ayarlanarak, karışım topaksız hale gelinceye kadar düşük devirli bir karıştırıcı ile yaklaşık 5 dakika karıştırılır. 2-3 dakika dinlendirildikten sonra tekrar karıştırılıp, kullanmaya geçmelidir. Hazırlanan karışımlar 1-2 saat içerisinde tüketilebilmelidir. Her karışım aynı miktar su ve süre ile yapılmalıdır. Aksi halde cephede farklı ton ve desenler oluşabilir. Karışımlar çelik mala ya da püskürtme yapılarak makine ile yüzeye sürülmelidir. Yüzeydeki tane dokusu kalınlığındaki fazlalık temizlenmeli, tane deseni elde etmek için plastik bir mala yardımıyla dairesel hareketlerle desen görüntüsü verilmelidir. Desen verilirken mala yüzeyi ıslak bir süngerle sık sık temizlenmelidir. Direkt güneş ışığında, güneşin ısıttığı yüzeylerde, sert rüzgarlarda veya yoğun yağışlar esnasında tatbik edilmemelidir. Uygulama hava sıcaklığının +5ºC / +30ºC aralığında olmasına özen gösterilmelidir. Yüksek sıcaklıklarda mineral kaplamada ani su kaybı ve mukavemet düşüklüğünü önlemek için uygulama sonrası yüzeyler 2-3 gün boyunca sabah ve akşam tazyiksiz su ile spreyleme yaparak nemlendirilmelidir. Ürün prizini alana kadar dondan korunmalıdır. Decosür Dekoratif Tane Dokunun su iticilik ve kirlenmeye karşı dayanımını arttırmak için iki kat Pandora Dış Cephe Boyaları ile boyanmalıdır. İnceltme: 25 kg Decosür Dekoratif Tane Dokulu Sıva hava şartlarına bağlı olarak 5-6 litre su ile inceltilir. Kuruma Süresi: 20 ºC ve % 60 bağıl nem ortamında yaklaşık 20 saattir. Tam kuruma süresi 3 gündür. Sarfiyatı: Yüzeyin durumuna bağlı olarak yaklaşık 3 kg/m² dir. Ambalaj: 25 kg. kraft torba Depolama: Kuru ve nemsiz ortamlarda yaklaşık 6 aydır. Güvenlik Uyarıları: Çimento esaslı olması nedeniyle alkalidir. Cilde temasta bol su ile sıçrayan yerleri yıkayınız. Göze temasta doktora başvurunuz. Çocukların erişemeyeceği yerlerde depolayınız. Etiketler : decosür, dekosür, sıva, mantolama, ısı yalıtımı Kaynak : www.gnyapi.com.tr/decosur-tane-dokulu-siva Riskli binalarında tespiti sürecinin ardından, maliklerden birinin, birkaçının veya vekillerinin talebi üzerine kurumlara yıkım için engel kalmadığını belli edecek belgeler bildirilerek kentsel dönüşüm yıkım ruhsatı düzenlenebilir.
Kentsel Dönüşüm Yıkım Ruhsatı Düzenlemek için Yapılacak İşlemler;
Uygulama sürecinde malikler arasında bir sıkıntı yaşanmadan oy birliği sağlanması halinde yıkım sürelerinin işleyeceği yönündeki kanaat bu madde ile giderilmiş olup malikler taşınmazı tahliye ettiklerini belgeledikleri ve yukarıda belirtilen süreçler tamamlandığı takdirde 60+30 günlük süreleri beklemeden yıkım ruhsatını alabilecek ve yeniden yapım sürecini hızlı bir şekilde gerçekleştirebilecektir. Burada belirtilen tahliye sadece malikleri değil taşınmazda mevcut tüm kiracıların da tahliyesini kapsamaktadır. 6306 sayılı kanun, deprem riski altındaki alanlar, riskli yapılar ve bu yapıların bulunduğu arsaları günümüz standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli bir şekilde yenilemeyi amaçlar. Herkesin sağlıklı, dengeli ve güvenli bir çevrede yaşama hakkı olduğundan, Devlete bu hususta görevler yüklenmektedir.
Ülkemizin büyük bir kısmı deprem bölgesinde bulunduğundan ciddi risk altındadır. Buna rağmen, Ülkemizde bulunan yapıların büyük bir kısmının depremlere karşı dayanıklı olmadıklarından, orta şiddetteki bir depremde bile ağır derecede hasar görüp yıkıldıkları, bundan dolayı sosyal ekonomik problemlerin yaşandığı ve devletin beklenmedik bir anda büyük mali külfetler ile karşı karşıya kaldığı bilinmektedir. 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kamuoyunda kısaca Kentsel Dönüşüm Kanunu olarak adlandırılmaktadır. Bu kanunun amacı; afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemektir. 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un konusu; ülke ve kent ölçeğini göz önüne bulundurarak deprem, yangın, su baskını, yer kayması, kaya düşmesi, çığ ve benzeri afetler tehlikesi altında bulunan riskli alan ve riskli yapıları dönüştürmektir. 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Kanunu ile afet riski altındaki alanlar ile riskli yapıların dönüşümünü sağlayarak, ülke genelinde sağlıklı, güvenli ve yaşanabilir yapılar oluşturmak amacıyla çıkarılmıştır. Ülkemizde yaşanan depremler sonucunda ciddi can ve mal kayıplarının tekrar yaşanmaması ve şehirlerin; sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerine dönüştürülmesi hedeflenmiştir. Kentsel dönüşüm avantajlarından faydalanmak amacıyla, 6306 sayılı kanunun avantajını kullanarak bireysel başvuru yaparak, deprem risk raporunu aldıktan sonra binanızın yıktırıp daha esnek ve güvenilir bir yapıya dönüştürmek mümkündür. Evlerinin eski ve afet riski taşıdığını düşünen vatandaşlar bağlı bulundukları belediyelere başvurup güncel imar durumunu aldıktan sonra lisanslandırılmış olan kuruluşlara başvuruda bulunabilirler.
Deprem risk raporu, başvurulan lisanslandırılmış kuruluşlar tarafından bakılarak tespit edilir. Binanın risk tespitinden binada bulunan herhangi bir kat maliki başvuruyu gerçekleştirebilir. Riskli bina tespitinden sonraki yapım aşamasında üç iki çoğunluk sağlanması gerekmektedir. Bu çoğunluk sağlandığı takdirde diğer üçte birlik kısım uygulamaya uymak zorundadır. Firmamız GN İNŞAAT gibi lisanslandırılmış kuruluşlardan alınan deprem risk raporları sayesinde, hak sahipleri kentsel dönüşümde verilen bütün finansal avantajlardan yararlanabilirler. Bakanlıkça lisanslandırılmayan kuruluşlardan alınan raporlar bu kanundan yararlanmak için kullanılmaz. Binalarınız, onbeş yıl önce yapıldıysa deprem yönetmeliğine uymama durumundan dolayı depreme karşı dayanıksız olabilir ve potansiyel riskli bina durumundadır. Ayrıca binanızda kolon veya duvar çatlakları mevcutsa yine başvuru gerçekleştirip binanızın riskli olup olmadığına baktırabilirsiniz. Aşağıdaki belgeler ile örnek dilekçeyi doldurarak Bakanlık’tan yetkilendirilmiş kuruluşa başvuruda bulunduğunuzda binanız için çalışmalara hemen başlanacaktır. Deprem Risk Raporu için Hazırlamanız Gereken Belgeler Nelerdir?
Kentsel dönüşüm, mevcut kent yapısının yenilenmesi için yapılan uygulamaları içinde toplayan genel bir kavramdır. Uygulama biçimlerinin tanımlanmasında pek çok farklı görüş ortaya çıkmaktadır. Ortaya farklı görüşlerin çıkmasının en önemli sebeplerinden biri; dünyanın farklı ülkelerinde ki bilim insanlarının çeşitli isimlerle tanımladığı bu uygulama biçimlerinin Türkçeye uyarlanmasında yaşanan terminolojik karışıklıktır. Kentsel dönüşüm dokuz farklı uygulama biçimine sahiptir.
Yenileme Sağlık koşullarının iyileştirilmesi olanağının bulunmadığı alanlarda yapıların tümünün ya da bir bölümünün ortadan kaldırılarak yeniden imar edilmesi durumudur. Gerek yerleşme düzeni gerekse mevcut yapıların durumu bakımından yaşama ve sağlık koşullarının iyileştirilmesi amaçlanır. Sağlıklaştırma “Eski kent dokusunun yenilenerek çöküntü alanlarının kısmi olarak giderilmesi” olarak tanımlanır. Koruma Toplumun geçmişteki sosyal ve ekonomik koşullarını, kültürel değerlerini yansıtan fiziksel yapısının, yaşanan değişim ve gelişimler nedeni ile yok olmasının engellenmesi, kentsel dokunun çağdaş yaşamla bütünleştirilmesi, kültürel varlıkların topluma faydalı, ekonomik ve işlevsel koşullarla sağlıklaştırılması amaçlanmaktadır. Yeniden Canlandırma Eski canlılığını kaybetmiş kentsel alanların, özellikle de tarihi kent merkezlerinin alınacak sosyal önlemlerle yeniden canlılık kazanmasını sağlamak olarak tanımlanmaktadır. Yeniden Geliştirme Ekonomik ve yapısal özellikleri, iyileştirilmesine imkan vermeyecek ölçüde kötüleşmiş olan alt gelir gruplarının konutlarının yıkılması ve bunların oluşturduğu kent bölümlerinin yeni bir tasarım düzeni içinde geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Düzenleme Bir kentin, bir kasabanın tümünün veya bir yerleşim yerinin bir bölümünün kendiliğinden gelişmesine engel olmak, bu gelişmeye toplum yararına biçim vermek amacıyla, yerleşim yerlinin işlevleriyle toprak kullanımı arasında bir ilişki kurmayı öngören, geleceğe dönük kamusal bir eylem türü olarak tanımlanmaktadır. Temizleme Alt gelir gruplarının yaşadığı bölgelerdeki konutların ve diğer yapıların sağlığa aykırı niteliklerinin giderilmesi amaçlanmaktadır. Yeniden Üretim Tamamen yok olmuş, bozulmuş, köhnemiş alanların yeniden üretilmesi olarak ifade edilmektedir. Kalitenin Yükseltilmesi Uygulama alanında yaşayanların sosyo-ekonomik açıdan statü ve yaşam kalitelerinde önemli ölçüde değişiklik yaşanmadan, fiziksel çevrenin iyileştirilmesi amaçlanır. Soylulaştırma Sosyo-kültürel açıdan bozulmuş, köhnemiş, dolayısıyla fiziksel çevresi de bozulmuş alanlarda, özellikle de tarihi kent parçalarında sosyal yapının geliştirilmesi olarak tanımlanmaktadır. 2014 yılı kentsel dönüşüm verilerini Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce değerlendirdi. Kentsel dönüşüm için yıl içerisinde 79 bin başvuru yapıldığını belirten İdris Güllüce bu kapsamda 250 milyon liranın üzerinde kira yardımı gerçekleştirildiğini belirtti.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğinden yapılan açıklama doğrultusunda İdris Güllüce, 2014 yılında kentsel dönüşüm alanında yapılan çalışmaları şu şekilde değerlendirdi;
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının belirlediği kentsel dönüşüm belgesi bulunan firmalar, riskli yapı tespitlerini yapabilmektedir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının belirlediği kriterlere uyan kuruluşlara bu lisans vererek, riskli yapıları tespit edebileceklerini belirtir. Kentsel donusum lisanslı kuruluşlar resmi internet sitesi üzerinden duyurulmaktadır.
Bu lisansa sahip kuruluşların ülke genelindeki her yerde riskli yapı tespiti yapabilme hakları mevcuttur. Riskli yapı tespitini yapan kuruluşlar 02/07/2013 tarihinde Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğine göre;
KAYNAK: https://www.gninsaat.com.tr Riskli bina tespiti gerçekleştirip, süreçlerin daha sonraki seviyeye geçip ilerlemesini sağlayan kuruluşlar vardır. Bu tespitleri yapacak olan kuruluşlar şöyledir:
Binaların yıkım süreci, riskli bina tespit raporunun kesinleşmesi ile başlar ve kat maliklerine 60 günden az olmamak kaydıyla yıkım süresi belirlenir. Yıkım yapılacak binanın üzerinde ipotek olması yıkıma engel değildir, bina yıkıldıktan sonra da ipotekler hisseler üzerinden devam edecektir.
Verilen bu süre zarfında binanın yıkılıp yıkılmadığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm İl Müdürlükleri tarafından kontrol edilir. Belirlenen sürede, binanın yıktırılmadığı tespit edilirse, kat maliklerine, binayı yıktırmaları için 30 günden az olmamak kaydıyla ek bir süre ve bu süre içerisinde binanın yıktırılmaması durumunda idari makamlar tarafından yıkım işleminin yaptırılacağını belirten tebligat gönderilir. Kat maliklerinin verilen ek sürede de yıkım işlemini yaptırmaması durumunda, binanın tahliyesi ve yıkım masrafları dönüşüm projeleri hesabından karşılanmak suretiyle yıkım mahalli ve mülki amirler tarafından yapılır ya da yaptırılır. Tüm bu süreç sonrası riskli yapının hala yıkılmaması durumunda masrafları tapu dairlerine bildirilerek Bakanlık tarafından yıkılır ya da yıktırılır. Tapu daireleri hak sahiplerinin arsa payları üzerine masraf tutarlarının müşterek ipotek belirtmesinde bulunarak bakanlığa ve hak sahiplerine yazılı bilgi verir. RİSKLİ BİNANIN YIKILMASINDAN SONRAKİ SÜREÇYönetici, denetçi ya da kat maliklerinin üçte birinin noter kanalıyla yapacağı tebligat sonrası kat malikleri kurulu toplantıya çağırılmalıdır. Toplantı davetinin usulüne uygun olmaması durumunda, itiraz yolları açık olacağından sürecin uzama ihtimali de düşünülerek bu konuya hassasiyet gösterilmelidir. İlk toplantıda yapılacak uygulamalar için oy birliği ile karar alınamaması durumunda, ikinci toplantı öncesi Sermaye Piyasası Kurulu'na kayıtlı faaliyet gösteren lisanslı değerleme kuruluşlarına binanın değeri tespit ettirilir ve noter aracılığı ile yapılan ikinci toplantı davetine eklenerek kat maliklerine bildirilir. İkinci toplantıda oy birliği ile anlaşma sağlanmaya çalışılır, oy birliği ile anlaşma sağlanamaması durumunda yapılacak uygulamaya maliklerin en az üçte iki çoğunluğu ile karar verilebilir ve tüm malikler tarafından bu karar imzalanır. Alınan karar, toplantıda bulunmayan ve alınan karara katılmayan kat maliklerine noter kanalıyla tebliğ edilir. Gönderilen tebligatta, alınan bu kararı 15 gün içerisinde kabul etmemeleri halinde hisselerinin Bakanlığın belirleyeceği rayiç değerden az olmamak kaydıyla diğer hisse sahiplerine açık artırma usulü ile satılacağı, satışın gerçekleşmemesi durumunda ise hisse bedellerinin bakanlıkça ödenerek hazine adına resen tescil edileceği bildirilir. |
AuthorGNYAPI Archives
January 2017
|