Taze veya sertleşmiş haldeki beton özelliklerini değiştirmek için karıştırma işlemi sırasında betona çimento dozajının % 5’ini geçmemek üzere eklenen kimyasal maddelerdir. Bu katkılar betondaki boşlukların doldurulması prensibine dayanır. Bir anlamda da akışkanlaştırıcı katkılardır. Çatlaksız bir betonda, betona nüfuz eden suyun hacmi, buharlaşan suyun hacminden daha düşük ise betonun su geçirimsiz olduğundan bahsedilebilir. Su geçirimsizlik sağlayıcılar, içerdikleri kimyasal maddeler sayesinde betondaki kılcal boşlukların içerisini su itici tabakalar halinde doldurur, böylece betonun su emmesini azaltırlar.
0 Comments
Günümüzde dış çevre kirlilik etkenlerinden biri de "gürültü" dür. Yapı dışı ya da kent gürültüsü olarak tanımlanan ve türlü gürültü kaynaklarının oluşturduğu bu gürültü değişik yollarla yapı kabuğunu geçerek yapı içini etkiler. Bu etkilemede, yapı kabuğunun niteliği ve yapının ya da hacmin işlevi önemli rol oynar. Çünkü, her hacmin işlevine göre kabul edilebilen bir fon gürültü düzeyi vardır. Eğer, dış gürültü yapı kabuğundan içeri geçerken fon gürültüsünün üzerinde bir düzey oluşturuyorsa bunun denetlenmesi gerekir. Bu denetimde en etkili yol yapı kabuğunun ses geçiş kaybı (sesgeçirmezlik) arttırmaktır. Yapı kabuğunun ses geçiş kaybı, cam / dolu alan oranları ve kabukta kullanılan gereçler etkilidir. Cam / dolu alan oranlan, etkinlik yönünden ısı geçişinden ayrı bir durum sergiler. Ses geçiş kaybı fazla olan bir cidarda, ses geçiş kaybı az olan bir cidar kullanıldığı zaman, örneğin, taş duvarda açılan ufak bir pencere gibi, bileşik cidar olarak tüm yapı kabuğunun ses geçiş kaybı azalır. Kabukta kullanılan gereçlerin kütlesi ne kadar fazla yani, yoğun olursa, geçen sesteki azalmalarda o oranda artar. Ancak, olayın etkinliğinin logaritmasal olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle, dış gürültünün etkili olduğu yapılarda, yüksek ses geçiş kaybı sağlayan yapı kabuğu oluşturulması gerekir.
Yapı kabuğu belli oranda cam ve dolu alanlardan oluşan yapılarda, dolu alanların ağır, masif gereçlerden olması ya da çift kabuk kullanılması, pencerelerin ufak ve en az çift cidarlı yapılmasıyla ses geçiş kayıpları yüksek düzeyde sağlanabilir. Çok katlı ve giydirme cephe kullanılan yapılarda ise, genellikle levha biçiminde gereçlerin (cam, plastik, metal vb ) kullanılması nedeniyle özel önlem alınmazsa yeterli ses geçiş kaybı sağlanması pek olanaklı değildir. Konvansiyonel yapılarda yapı kabuğunda kullanılan cam (pencereler) gürültü denetiminde en zayıf öğeleri oluştururken, giydirme cephelerde cam alanlar, plastik ya da metal öğelerden (kimi zaman sandviç sistemler) daha iyi durumu yansıtırlar. Ancak, dış gürültünün fazla olduğu ortamlarda giydirme cephe olan yapı kabuğunun ikili, üçlü, hatta koşullara göre dörtlü cam ve / ya da öteki gereçlerle oluşturulması, yapı içinde uygun fizik ortamın yaratılması yönünden kaçınılmaz olabilir. Isıtılmayan hacimlerin tavanından yapılan uygulamalarda ısı yalıtım malzemesi döşeme betonunun dış tarafındadır. Buradan hareketle döşeme betonunun sıcak olacağı ve dolayısıyla yoğuşma olmayacağı düşünülse de yalıtımın sürekliliğinin bozulduğu kolon birleşimlerinde risk bulunduğu göz önüne alınmalıdır. Isı köprülerine sebebiyet veren bu riskli bölgelerde ısı yalıtımı uygulamasın en az 50cm kolonlarda devam ettirilmesi gerekmektedir. Isı yalıtım malzemelerinin ısıtılmayan hacimlerin tavana yapıştırıcı vasıtasıyla döşenir. Yapıştırıcının kurumasının ardından dübeller vasıtasıyla mekanik olarak tespit edilir. Uygulama, ısı yalıtım malzemelerinin üzerine fileli bir ince sıva yapılması ile tamamlanır.
Dış cephe ısı yalıtım sistemi uygulamalarında, pencere, kapı ve duvar yüzeylerinin oluşturduğu köşelerde düzgün bir kenar oluşturabilmek için köşe profilleri kullanılmalıdır. Köşe profilleri, sıva katmanının oluşturulmasından önce köşeye yerleştirilerek, üzeri sıva ile kapatılır. Köşe profillerinden başlamak üzere donatı sıvası tüm yüzeye mala ile uygulanmaya başlanır. Sıva içerisine gömülecek olan sıva filesine ilave olarak, pencere ve kapı köşelerinde yaklaşık 30 x 40cm. ebatlarında, yatayla 45°’lik açı yapacak şekilde takviye file veya kırlangıç file uygulanmalıdır. Kenar ve köşelerin oluşturulmasında, köşe profilleri daha iyi yapışma için bir miktar sıva ile birlikte tatbik edilmelidir.
Binalarda dilatasyon bölgelerinin oluşturulması da dikkat edilmesi gereken bir konudur. Yapıda açılması gereken dilatasyonun, dış cephe ısı yalıtım sistemi üzerinde de devam etmesi gerekir. Bunun için özel dilatasyon profilleri kullanılmalıdır. Ayrıca yalıtım levhasının kapı veya pencere doğramaları ile birleşim noktaları açık kalmayacak şekilde su sızdırmazlık bandı veya poliüretan esaslı dolgu mastiği ile kapatılmalıdır. Kalsiyum Silikat (CS): Kalsiyum silikat; kum, kireç ve su gibi karışımı oluşturan doğal malzemeler, kalıp içersine yerleştirilerek mekanik veya hidrolik preslerle şekillendirilerek kurutucuya alınır. Kurutucu içerisinde 8 ila 16 bar basınçta buhar ile sıcaklık 200°C’ye kadar yükseltilir. Birkaç saat kurutucuda bırakılan malzeme boyutlarında kesilerek paketlenir. Tesisat yalıtımında kullanılmak üzere formülasyona bağlı olarak; 200- 400kg/m3 yoğunluklarında levha ve boru formunda üretilirler.
Yangına tepki sınıfı A sınıfı yanmazdır. Isıl iletkenlik hesap değeri 0,050-0,095 W/m.K’dir. Su buharı difüzyon direnç katsayısı μ=5-10’dur. Kullanım sıcaklığı: -170/1100°C’dir. Güneşin mor ötesi ışınlarına karşı dayanıklıdır. Su buharı, suyun gaz halidir. Kaynatma (kaynama noktası) ve tabi buharlaşma (her sıcaklıkta) ile meydana gelir ; Gaz haline geçmek için gerekli ısı (600 kcal/kg) çevreden alınır. Havadaki su buharı gözle görülmez ("su buharı bulutları" hava dolaşan su buharı tanecikleridir).
Hava belirli bir miktar su buharı taşıyabilir: Hava ne kadar sıcaksa, içindeki su buharı miktarı da o kadar fazladır. Havada bulunan maksimum su buharı miktarının yüzdesini nisbi hava nemi verir. Hava Sıcaklığı düşerse havadaki buhar miktarı aynı kaldığında nisbi hava nemi artar. Eğer hava sıcaklığı daha da düşerse su buharı yoğuşarak su olur. Gül yaprakları üzerinde oluşan "çiğ" böyle meydana gelir. Onun için nisbi hava neminin % 100 ulaştığı sıcaklık noktasına hava su buharı karışımının "yoğuşma noktası" denir. Atmosferin hava basıncı 1 at veya 10.000 kg/m2 dir. Bu basıncın bir kısmı su buharı tarafından meydana getirilir, buna su buharı kısmi basıncı veya kısaca buhar kısmı basıncı denir.Su buharının yayılma kararlarının daha acık olması bakımından bu ölçü, havanın ihtiva ettiği su buharı miktarını belirtmek için kullanılır. Buhar kısmi basıncındaki farklar aynı toplam han basıncı içinde farklı su buharı molekülleri bulunmasından ileri gelir. Farklı buhar kısmi basınçları, yapı elemanları içine yayılarak ve ya yapı elemanı tabakaları arasında dolaşarak kendilerini dengelemeye calışır. Yapı elemanı tabakaları da kendi yayılma dirençleri ile karşı koyarlar, bu ayni yayılma direncine sahip hava tabakası kalınlığını verir; burada tabaka kalınlığı d ile yayılma direnci faktörü M nin çarpımından yayılma direnci bulunur. Bu yayılmada yapı elamanı içinde buhar kismi basınç akışı meydana gelir. Sıcaklık akışına benzer şekilde, bu akış her tabakaya, tabakaların toplam yayılma direnci içindeki paylarına göre dağılır. Burada kalınlıkları az olduğundan hava sınırı tabakaları dikkate alınmayabilirler. Yapıda hasarları önlemek için yapı elemanları içinde yoğuşmaya önlemek gerekir. Gerçek su buharı miktarının sıcaklıktan doğan su buharı miktarından fazla olmaya başladığı zaman yoğuşma meydana gelir.Tek cidarlı yapı elemanlarında yoğuşma yoktur. Sınır tabakası büyük olan yapı elemanlarının iç yüzeyinde yoğuşma olur, çünkü hava sınır tabakası payı büyüktür. Hava sınır tabakası payı ısı geçirme direncinin üzerinde olmamalıdır. Buhar yalıtan bir tabakanın dış yüzünde yer alırsa, toplam buhar basıncı akışı orada meydana gelir. Bunu önlemek için içten buhar kesici yapılmalıdır. Kaynak : GNYAPI |
AuthorGNYAPI Archives
January 2017
|